N2o2 tipi yeni schiff bazı ligand ve komplekslerinin sentezi, karakterizasyonu ve ilaç ön maddesi olarak etkilerinin incelenmesi


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2023

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: MUSTAFA TÜRKMENOĞLU

Danışman: Sümeyra Tuna Yıldırım

Özet:

Amaç: Bu tez kapsamında yeni Schiff bazı ligandları ve bunların metal komplekslerinin sentezlenmesi, karakterizasyon çalışmalarının yapılması ve sentezlenen bileşiklerin etki mekanizmalarının bilgisayar destekli ilaç tasarımı yönteminde kullanılan moleküler modelleme programı Schrödinger 2021-2 ile aydınlatılması amaçlanmaktadır.

Materyal ve Metot: Schiff bazları ve komplekslerinin yapıları IR, 1H-NMR, 13C-NMR,  UV-Vis, SEM, XRD, manyetik süsseptibilite ve termogravimetrik analiz yöntemleri kullanılarak aydınlatılmıştır. Sentezlenen bileşiklerin etki mekanizmalarının aydınlatılmasında Schrödinger Suite bilgisayar destekli moleküler modelleme programı kullanılarak tanımlayıcı bazı moleküler özellikleri hesaplanmıştır.

Bulgular: Çalışma kapsamında salisilaldehit türevleri olan 5-iodosalisilaldehit ve                               3,5-diiodosalisilaldehit ile o-aminofenol’ün reaksiyonundan Schiff bazı ligandları ve bu ligandların M(II) asetatlarından da kompleksler sentezlenmiştir. Schiff bazları ile komplekslerinin yapıları spektroskopik yöntemlerle aydınlatılmış ve biyolojik aktivite çalışmaları gerçekleştirilmiştir.

Sonuç: Sentezlenen bileşiklerin yapısal karakterizasyonları yapılmıştır. Komplekslerde, Schiff bazlarının metal iyonuna imin azotu ve fenolik oksijenden bağlandığı belirlenmiştir. Sentezlenen bileşiklerin etki mekanizmaları ve kenetlenmenin gerçekleştirileceği aktif bölge belirlenmiştir. Yapı Bazlı İlaç Tasarımı yöntemlerinden biri olan moleküler docking ile sentezlenen olası ilaç molekül adaylarının hedefin aktif bağlanma bölgesi ile etkileşimleri hesaplanmıştır. Schiff bazı ligandları ve komplekslerinin değerlendirilebilecek potansiyele sahip oldukları, bununla birlikte ileri in vivo çalışmalara da ihtiyaç duyulduğu görülmüştür.